Başöğretmenlik hangi tarihte başlıyor ?

Burak

Global Mod
Global Mod
Başöğretmenlik Hangi Tarihte Başlıyor? Bir Hikâyenin İçinden Gelen Soru

Merhaba sevgili forumdaşlar,

Bugün sizlerle bir tarih sormak için değil, bir hikâye paylaşmak için yazıyorum. Çünkü bazen bir tarih sadece bir takvimdeki gün değildir — bazen bir dönüm noktasıdır, bir insanın hayatındaki “ben artık başka biriyim” dediği andır. Ve işte benim hikâyem, o tarihin ne zaman olduğuna değil, o tarihin ne anlama geldiğine dair...

---

Sınıfın Kapısından İçeri Giren Kadın

Okulun soğuk koridorlarında yankılanan çocuk sesleri, her sabahın aynı şarkısıydı. Elif, beyaz önlüğünü düzeltti, aynada kendine baktı: gözlerinin altındaki mor halkalar, yorgun ama umut dolu bir öğretmen yüzü...

Yirmi yedi öğrencisi vardı o sene. Her biri ayrı bir hikâye, ayrı bir dünya.

Ama Elif o sabah farklı hissediyordu. Çünkü o sabah, haberlerde bir cümle duymuştu:

“Başöğretmenlik başvuruları bu ay açılıyor.”

Elif’in içinden bir sıcaklık geçti. Çünkü bu unvan, sadece bir terfi, bir kademe ya da maaş artışı değildi onun için. “Başöğretmenlik” kelimesi, sanki yıllardır sabahın köründe uykulu gözlerle sınıfa giren o kadına bir teşekkür gibiydi.

Ama aynı anda aklında bir ses belirdi: “Yıllardır çabaladım ama hâlâ ‘yeterli’ miyim acaba?”

---

Masadaki Stratejist

Elif o akşam öğretmenler odasında otururken yanına Murat geldi. Murat, yıllardır aynı okulda çalışan, planlı, sistemli, çözüm odaklı bir öğretmendi.

“Elif, başöğretmenlik takvimi açıklandı,” dedi dosyasını açarken. “Bu işin sürecini iyi yönetmek lazım. Belgeleri şimdiden toparlamalıyız. Hedef net: başvuru günü geldiğinde her şey hazır olmalı.”

Elif başını kaldırdı, hafif bir tebessümle baktı. “Sen hep böyle yaparsın Murat, her şeyi planlarsın. Ama bazen kalp başka şeyler ister.”

Murat omuz silkti. “Kalp güzel şey ama sistem kalple çalışmaz Elif. Belgeler, kriterler, tarih... Stratejik düşünmeliyiz.”

Elif derin bir nefes aldı. O an anladı ki Murat haklıydı — ama eksikti. Çünkü öğretmenlik sadece belgeyle ölçülmezdi, bazen bir çocuğun gözyaşını silmekti öğretmenlik, bazen sınıfın ortasında kahkahalara karışmaktı.

---

Bir Hikâye, Bir Tarihten Fazlasıdır

O gece Elif eve döndü. Çayını demledi, pencereden dışarı baktı.

Dışarıda sonbahar vardı — yapraklar sararmış, rüzgâr usul usul esiyordu.

Masasının üzerinde bir takvim: Kasım ayı yaklaşmıştı.

“Başöğretmenlik hangi tarihte başlıyor?” diye mırıldandı kendi kendine.

Ama sonra fark etti… Asıl soru o değildi.

Asıl soru şuydu: “Ben o güne kadar kim olacağım?”

O an bir karar aldı. O tarihi beklerken sadece belgelerini değil, öğrencilerinin kalbinde bıraktığı izleri de hatırlayacaktı. Çünkü bir öğretmen, her sabah sınıf kapısından girdiğinde zaten yeniden başlıyordu.

---

Okul Bahçesinde İki Dünya

Bir hafta sonra, okul bahçesinde öğretmenler toplanmıştı. Başöğretmenlik konuşuluyordu.

Murat yine stratejisini anlatıyordu: “Bu tarihlerin mantığı şu; önce başvuru, sonra sınav, sonra değerlendirme. Süreç uzun ama iyi hazırlanırsak sorun olmaz.”

Yanındaki Ayşe araya girdi, gözleri dolu dolu:

“Benim için tarih önemli değil,” dedi. “Benim için önemli olan, çocukların beni ‘başöğretmenim’ diye sevgiyle çağırdığı gün. O zaman gerçekten başöğretmen olurum.”

Kalabalık bir an sustu.

Murat’ın sert bakışı yumuşadı, Elif’in gözleri doldu. Çünkü Ayşe’nin cümlesi, o gün herkesin kalbine dokunmuştu.

Başöğretmenlik tarihi artık bir takvim sayfası değil, bir duygunun adı olmuştu.

---

O Gün Geldiğinde

Aylar geçti. Başvurular açıldı, tarihler belirlendi.

Elif’in kalbi garip bir heyecanla doluydu.

O sabah erkenden okula gitti. Sınıf kapısını açarken derin bir nefes aldı.

Tahtaya büyük harflerle yazdı:

“Gününüz güzel geçsin çocuklar! Başöğretmen olmak, sizi sevmekle başlar.”

Bir öğrenci koştu yanına:

“Öğretmenim, televizyonda sizin gibi öğretmenler için ‘Başöğretmenlik dönemi başlıyor’ dediler! Siz de başöğretmen misiniz artık?”

Elif diz çöktü, gülümsedi.

“Henüz değil yavrum. Ama senin bana her gün ‘canım öğretmenim’ deyişin, benim için ondan da değerli.”

---

Forumdaşlara Bir Söz

İşte dostlar, o tarih yaklaştıkça hepimiz farklı hisler yaşıyoruz belki.

Kimimiz Murat gibi planlı, belgeleri tam, sistemli…

Kimimiz Ayşe gibi duygusal, kalpten bağlı, öğrencilerinin sevgisiyle beslenen…

Ama hepimiz aynı hikâyenin kahramanlarıyız: bir çocuğun dünyasında iz bırakan öğretmenleriz.

Başöğretmenlik hangi tarihte başlıyor sorusu, aslında hepimizin içinde yankılanan bir başka soruya dönüşüyor:

“Ben ne zamandır başöğretmenim?”

Belki ilk öğrencimizin gözlerine baktığımız gün, belki bir çocuğun geleceğe inandığı an...

O yüzden sevgili forumdaşlar, o tarihi beklerken sadece belgelerimizi değil, kalplerimizi de hazırlayalım.

Çünkü gerçek başöğretmenlik, takvimde değil; sevgiyle atılan her adımda başlar.

---

Son Söz: Yorumunla Isıt Kalbimizi

Ben anlattım, şimdi sıra sizde…

Sizce “başöğretmenlik” hangi tarihte başlar?

Resmî takvimde mi, yoksa kalbimizde mi?

Kendi hikâyenizi, kendi o özel gününüzü bizimle paylaşın.

Belki hepimiz, birbirimizin hikâyesinde kendimizi buluruz.
 
Üst