Çengelköy'De Yaşayan Ünlüler Kimlerdir ?

Burak

Global Mod
Global Mod
Sucuk İçi Bozulur mu? – Bir Mutfak, Bir Kalp ve Bir Koku Hikâyesi

Selam sevgili forumdaşlar,

Bugün size biraz hüzünlü, biraz komik, biraz da “keşke ben yaşamasaydım” dedirtecek bir hikâye anlatmak istiyorum.

Konu basit gibi görünebilir: “Sucuk içi bozulur mu?”

Ama inanın bana, bu hikâyede bozulup kokan tek şey sucuk değil… bazen ilişkiler de aynı kaderi paylaşabiliyor.

---

1. Kahvaltının Efendisi, Sucuklu Günlerin Başlangıcı

Cumartesi sabahıydı. Güneş perde aralığından içeri süzülürken mutfakta hafif bir umut kokusu vardı.

Elif, elinde kahve kupasıyla tezgâha yaslanmış, “bugün kahvaltıyı ben hazırlayayım” diyen Murat’a şaşkın bir ifadeyle bakıyordu.

Murat, kendine güvenen bir tavırla buzdolabının kapağını açtı.

> “Benim stratejim basit,” dedi, “yumurta, sucuk, çay. Minimal ama etkili.”

Erkek beyni işte — az malzeme, maksimum sonuç.

Ama Elif’in iç sesi başka şeyler söylüyordu:

> “Umarım o dolapta geçen haftadan kalan sucuk içini kullanmaz.”

Kadın sezgisi bir rüzgâr gibi dolaştı mutfağın içinde.

Fakat Murat o an tam bir kahramandı; “mutfağı fethediyorum” havasında, elinde tavayı döndürüyor, bir yandan da YouTube’da “usta sucuklu menemen tarifi” izliyordu.

---

2. Stratejik Adam, Empatik Kadın

Murat, dolabın köşesinde bulduğu yarım paket sucuk içini görünce gözleri parladı.

> “İşte bu!” dedi.

> “İsraf etmeyeceğiz, hem hâlâ iyi durumda gibi.”

Elif hemen fark etti o “gibi” kelimesini.

Kadınların sezgisel radarları vardır ya, işte o radar o anda çınlamaya başladı.

> “Murat, emin misin onun hâlâ yenebilir olduğuna?”

> “Tabii ki eminim Elif! Koklamadım ama rengi iyi, biraz griye dönmüş ama olur o kadar.”

İşte erkeklerin çözüm odaklı mantığı:

Koklamaya gerek yok, görünüm fena değilse tamamdır.

Kadın ise sezgisel dünyasında alarm veriyor:

> “Gri renk? Gri?!”

Ama tartışma çıkmasın diye Elif sustu. Çünkü biliyordu; bazen bir şeyin kokusu değil, ısrarı daha fenadır.

---

3. Tavada Kader Yazılırken

Murat sucuk içini tavaya attı.

Tıkır tıkır, çıtır çıtır sesler yükseldi.

Bir an için her şey normaldi.

Sonra o koku yayıldı.

Ne güzel kızarmış etin kokusu, ne de baharatın iştah açan aroması…

Hayır, bu başka bir şeydi.

Sanki bozulmuş umutların, bayat sözlerin, küflenmiş sabırların kokusuydu.

Elif bir adım geriye çekildi.

> “Murat…” dedi kısık sesle.

> “Sence bu koku normal mi?”

> “Biraz ağır oldu galiba, ama sucuk bu, baharatlı işte.”

Erkekler mantıklı açıklamalara sığınır.

Kadınlar ise hislere.

Ve Elif o anda hissetti — bu kahvaltı, sadece mideye değil, ilişkiye de dokunacak.

---

4. Mutfakta Kriz Yönetimi

Beş dakika sonra tavadan yayılan koku mutfaktan çıkıp tüm eve hükmetti.

Kedileri bile pencereye yönlendiren bir güç…

Murat hâlâ direniyordu:

> “Ya bir dene, belki sadece dışı kötü kokuyordur.”

Elif derin bir nefes aldı, gözlerini devirdi.

> “Murat, sen bazen bozulmuş şeyleri düzeltmeye fazla inanıyorsun.”

Sessizlik oldu.

Tavada yanan sucuk içi gibi bir sessizlik.

İkisi de farkındaydı, konu artık sadece sucuk değildi.

---

5. Sucuk İçi, İlişki İçi

Elif o anda düşündü:

> “Aslında biz de bazen böyle değil miyiz? Bozulmuş şeyleri atmak yerine, belki geçer diye ısıtıyoruz.”

Murat bir süre sustu, sonra gülümsedi:

> “Yani sen bana sucuk üzerinden ilişki dersi mi veriyorsun?”

> “Hayır,” dedi Elif, “sadece diyorum ki… bazı şeyler kokmadan önce anlaşılmalı.”

İşte fark buydu.

Erkek sorunu görünce çözüm arardı.

Kadın, o sorunun neden orada olduğunu sorgulardı.

Murat pratikti, Elif derindi.

Ve o sabah, tavada yanan sucuk içi aslında onların farklarını görünür kılmıştı.

---

6. Yeniden Başlamak: Mutfakta Barış Zamanı

Bir süre sonra Murat, elindeki tavayı çöpe boşalttı.

O ağır koku yerini taze çayın buharına bıraktı.

> “Haklısın,” dedi Murat, “bozulmuş şeyleri kurtarmaya çalışmak bazen daha büyük zarar veriyor.”

> Elif gülümsedi.

> “Ama en azından denedin. Bu da bir şey.”

Sonra birlikte dışarı çıktılar, fırına gidip taze simit aldılar.

O gün kahvaltı sade ama huzurluydu.

Ve belki de ilişkiler böyleydi: bazen yanmış sucuğu atmak, yeniden başlamak kadar cesaret isterdi.

---

7. Forumdaşlara Soru: Sizin Tavada Ne Yandı?

İşte benim hikâyem forumdaşlar.

Bir sabahın kokusundan yola çıkıp, hayatın içindeki “bozulmaları” fark ettim.

Belki siz de yaşamışsınızdır.

Dolapta unutulmuş bir yiyecek, bir söz, bir plan…

Zamanla bozulur, ama biz fark etmeyiz.

Ta ki koku yayılana kadar.

Peki siz ne dersiniz?

- Gerçekten sucuk içi bozulur mu, yoksa biraz sevgiyle toparlanır mı?

- Ya da bazen atmak mı, denemek mi daha doğru?

- Hiç siz de “kokudan önce hisseden” tarafta oldunuz mu?

Yazın forumdaşlar,

Belki de hepimiz bir parça “bozulmuş” ama hâlâ “yeniden pişmeye hazır” hikâyeler taşıyoruz içimizde. 🍳💭
 
Üst