Ülkemizin sınırları nasıl belirlenmiştir ?

Burak

Global Mod
Global Mod
Ülkemizin Sınırları Nasıl Belirlenmiştir?

Ülkemizin sınırları, tarihsel, coğrafi, diplomatik ve askeri faktörlerin bir sonucu olarak şekillenmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü ve Cumhuriyet'in ilanı, bu sınırların yeniden belirlenmesinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bugün Türkiye, üç farklı denizle çevrilmiş, batıda Avrupa, doğuda Asya ile komşu olan bir ülkedir. Sınırlarımızın belirlenmesi, hem ulusal hem de uluslararası bir süreçtir ve pek çok anlaşma, savaş ve diplomatik müzakereler sonucu ortaya çıkmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu ve Sınırların Başlangıcı

Osmanlı İmparatorluğu, 14. yüzyılın sonlarından itibaren genişlemeye başlayarak, 16. yüzyılda Avrupa, Asya ve Afrika'nın büyük bir kısmına yayılmıştır. Bu genişleme sırasında, coğrafi sınırlar belirli bir esneklik içinde şekillenmiş ve imparatorluğun büyüklüğü, çeşitli yerel anlaşmalarla sınırlandırılmıştır. Ancak Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde, özellikle 19. yüzyılda, toprak kayıpları başlamış ve Batı'dan gelen baskılar ile sınırlar daralmıştır.

I. Dünya Savaşı ve Mondros Mütarekesi

I. Dünya Savaşı'nın sonunda Osmanlı İmparatorluğu'nun toprakları, itilaf devletleri tarafından işgal edilmiştir. 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi, Osmanlı İmparatorluğu’nun fiilen sona erdiği bir dönemin başlangıcıdır. Bu mütareke ile birlikte, Osmanlı İmparatorluğu'nun Anadolu ve Trakya'dan başka bölgeleri işgal altına alınmış ve ülkenin sınırları belirgin bir şekilde daralmıştır.

Kurtuluş Savaşı ve Yeni Sınırların Belirlenmesi

Mondros Mütarekesi'nin ardından, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesi başlamış ve Kurtuluş Savaşı sonucunda Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur. 1919-1922 yılları arasında gerçekleşen bu savaş, Türk halkının toprağını savunma mücadelesi olmuştur. Bu dönemde, Türkiye’nin sınırlarını belirleyen en önemli belgelerden biri, 1920 yılında imzalanan ve Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’ın sınırlarını da kapsayan Gümrü Antlaşması'dır.

Lozan Antlaşması: Türkiye'nin Sınırlarının Çizildiği Anlaşma

Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırlarının büyük ölçüde belirlenmesinde en önemli belgelerden biri, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'dır. Bu antlaşma, Türkiye'nin bugünkü sınırlarının esaslarını oluşturmuş ve hem Türkiye'nin toprak bütünlüğünü hem de dışarıdan gelen tehditlere karşı güvenliğini garanti altına almıştır. Lozan Antlaşması, Türkiye'nin güneyde Suriye, doğuda Ermenistan, İran ve Azerbaycan ile, batıda ise Yunanistan ile sınırlarını netleştirmiştir.

Lozan'da Neler Karara Bağlandı?

Lozan Antlaşması'nın en önemli sonuçlarından biri, Türkiye'nin toprak bütünlüğünün uluslararası alanda kabul edilmesidir. Ayrıca, Yunanistan’a ait bazı bölgeler Türkiye’ye verilmiş, Musul ise İngiltere’nin yönetimine bırakılmıştır. Türkiye'nin Suriye sınırı, Fransızlarla yapılan ikili görüşmeler sonucunda belirlenmiş ve Hatay bölgesi, 1939'da Türkiye'ye katılmıştır.

Sınırların Modern Düzenlemeleri ve Değişiklikler

Lozan Antlaşması ile büyük ölçüde çizilen sınırlar, 20. yüzyılın ortalarına kadar çok az değişiklik göstermiştir. Ancak, bazı bölgesel anlaşmazlıklar ve müzakereler zaman zaman gündeme gelmiştir. Hatay’ın 1939'da Türkiye’ye katılması, Türkiye'nin güneydeki sınırının son önemli değişikliğiydi. Bu tarihten sonra, Türkiye'nin sınırları, neredeyse değişmeden günümüze kadar gelmiştir.

Türkiye'nin Karasal Sınırları ve Komşularımız

Bugün Türkiye'nin sınırları, 8 farklı ülke ile komşudur: Yunanistan ve Bulgaristan (Batı), Gürcistan (Kuzeydoğu), Ermenistan, Azerbaycan (Nahçıvan), İran (Doğu), Irak ve Suriye (Güney). Bu sınırlar, Lozan Antlaşması'ndan sonra büyük ölçüde sabit kalmış olsa da, Türkiye'nin sınırlarının belirlenmesinde önemli rol oynayan uluslararası hukuk, zaman içinde birtakım düzenlemelere gitmiştir.

Türkiye'nin Deniz Sınırları

Türkiye, üç farklı deniz ile çevrilidir: Ege Denizi (batı), Akdeniz (güney) ve Karadeniz (kuzey). Bu deniz sınırları, denizcilik hukukuna, kıta sahanlığına ve egemenlik haklarına dayalı olarak belirlenmiştir. Türkiye'nin deniz sınırları, Ege Adaları’nın Yunanistan’a ait olması gibi karmaşık anlaşmazlıklara yol açmıştır. Bu konuda yapılan pek çok anlaşma, Türkiye'nin deniz sınırlarını belirlemiştir.

Sınırlarımızın Bugünkü Durumu ve Gelecekteki Müzakereler

Bugün Türkiye'nin sınırları büyük ölçüde istikrarlıdır. Ancak, uluslararası ilişkilerde zaman zaman yeni müzakereler gündeme gelebilir. Özellikle Suriye’deki iç savaş ve Irak’taki bölgesel çatışmalar, sınır güvenliği konusunda Türkiye'yi yeni diplomatik görüşmelere zorlamıştır. Ayrıca, deniz sınırları ile ilgili olarak, Akdeniz ve Karadeniz’deki bazı bölgelerde Türkiye'nin hakları, uluslararası hukuka ve anlaşmalara dayanarak korunmaktadır.

Sonuç: Sınırlarımızın Değişmezliği ve Önemi

Türkiye'nin sınırları, uzun bir tarihsel sürecin sonucu olarak şekillenmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucuları tarafından yapılan diplomatik ve askeri girişimlerle belirlenmiş olan bu sınırlar, ülkenin ulusal güvenliği ve toprak bütünlüğü açısından büyük önem taşır. Lozan Antlaşması ve diğer uluslararası belgeler, Türkiye'nin sınırlarını belirleyen temel belgeler olmuştur ve bu sınırlar, günümüzde hala geçerliliğini korumaktadır.

Türkiye'nin sınırlarının belirlenmesindeki önemli anlaşmalar

Türkiye'nin sınırlarının belirlenmesinde en kritik anlaşmalar şunlardır:

1. Lozan Antlaşması (1923)

2. Mondros Mütarekesi (1918)

3. Gümrü Antlaşması (1920)

4. Hatay'ın Türkiye'ye katılması (1939)

Bu antlaşmalar, Türkiye'nin sınırlarının çizilmesinde en belirleyici belgeler olarak tarihe geçmiştir.
 
Üst