Fenerbahçe ‘nin efsanesi, Karagümrük’ün teknik işvereni Volkan Demirel, Fanatik Youtube’a konuştu. Volkan Demirel, “18 yıl Fenerbahçe kalesini koruduktan daha sonra antrenörlük tarafına geçtim. Sağolsun Ersun Yanal hocam, daha sonrasında Erol Bulut hocam bana epeyce dayanak verdiler. Öğrenmem gerekenleri öğrettiler. Kendi niyetlerimle birleştirince, teknik yöneticilik için hazır olduğumu hissettim. Kaleciler oyunu daima arttan izliyor. Ben de senelerca bunu yaptım. Bunları tahminen önemsememiştim bu biçimdelar lakin artık sinema şeridi üzere gözümün önünden geçirince kimi şeyleri daha rahat nazaranbiliyorum. Çok başarılı da olabilirim, epey başarısız da olabilirim lakin ben bu yola baş koydum” halinde konuştu…
“18 yıl Fenerbahçe kalesi, daha sonra 2 sene antrenörlük tarafı… Sağ olsun Ersun Yanal hocam, daha sonrasında Erol Bulut hocam bana epey dayanak verdiler. Bu bahisle alakalı öğrenmem gereken şeyleri öğrettiler ve kendi fikrimle birlikte birleştirince hazır olduğumu hissettim. daha sonra bir yayıncı kuruluş orta periyodu vardı biliyorsunuz, yorumculuğa başladım. Yorumculuktan öte kendimi tabir ettiğimi düşünüyorum. daha sonrasında Süleyman Hurma liderimiz bu biçimde bir fırsat verince kıymetlendirmek istedim. Hazır olduğumu biliyordum, amacım de esasen vardı.”
‘Bilinçaltınıza yerleşiyor’
“Kaleciler oyunu daima arttan izliyor, geriden oyunu nazaranbiliyor. Ben de senelerca bunu yaptım. Bunun farkındaydım ya da farkında değildim bilemezsin. Ancak bir biçimde sizin bilinçaltınıza yerleşmiş, neyin nereden olacağını, hangi opsiyonun daha uygun çıkabileceği… Bunları tahminen önemsememiştim bu biçimdelar lakin artık geriye döndükçe, sinema şeridi üzere gözümün önünden geçirince kimi şeyleri daha rahat gorebiliyorum. 1-2 sene de Fenerbahçe’de saha kenarından bu müşahedesi yaptım.”
‘Kafama koyduğumu yaparım’
“Toplamda 20 sene hem kale gerisinden hem saha kenarından bu müşahedesi yaptığıma inandım. Sahiden kendime güvenen, başıma koyduğum şeyleri yapmak istedikten daha sonra yapabilen bir beşerim. Şu an teknik yöneticiliğin başındayım lakin istiyorum ve diliyorum ki Türk futboluna epey uygun katkılarda bulunacağım. Çok başarılı da olabilirim, hayli başarısız da olabilirim ancak ben bu yola baş koydum.”
‘Otobandaki sonucum dönüm noktasıydı’
“her insanın hayatında bir dönüm noktası vardır. Kartalspor’da oynarken beni çeşitli kulüplerden istiyorlardı. Menacerim Erdinç Şehit bir gün Gençlerbirliği’nin beni istediğini söylemiş oldu. bu biçimde Kartal’dan Fındıkzade’ye meskene mavi şapkalı bir minibüsle gidiyordum. Minibüsün ardında otururken telefonum çaldı. Telefonu açınca İlhan Cavcav -Allah rahmet eylesin- deyince heyecanlandım. Otomobilden indim. ‘Biz seni istiyoruz’ dedi. ‘Tamam liderim, siz nasıl uygun görürseniz’ dedim. Akşam da Erdinç abi aradı, ‘Yarın Fenerbahçe ile görüşmeye gideceğiz, saat 9’da gel’ dedi.
‘Gençlerbirliği’ne gitsem… ‘
Akşam 6’ya kadar görüşmeler oldu. Kartalspor’un yetkilileriyle görüşmeye giderken Erdinç abi yolda, Ataşehir’de bana, ‘Gençlerbirliği’nde forman asılı, gideceksin oynayacaksın. Ancak Fenerbahçe’de Rüştü abin var, onun gerisinde bekleyeceksin’ dedi. Orada benim dönüm noktam oldu. ‘Abi, ben Fenerbahçeliyim. Rüştü abi Türkiye’nin en yeterli kalecisi. Oraya gidelim. Hem ondan öğreneceklerim olur. Vakti gelince Fenerbahçe kalesini korurum’ dedim. Orada bir karar verdim, otobanın kenarında. Tahminen Gençlerbirliği’ne gitsem bu türlü bir ilerleme olmayacaktı.”
‘Bir gün bu kaleyi koruyacağım’
“Fenerbahçeli bir ailede büyüyen, Fenerbahçe’yi benimseyen biriyim. Fenerbahçe’deki efsane isimlerin olduğu vakit içinderda Fenerbahçe’yi benimsedim. Birinci maçımı amcamla birlikte izledim. Büyüdükçe kendi başıma gitmeye başladım. Bir Kayseri maçında epeyce yağıştan dolayı kapıların kapandığı için saha ortasından çıkabilmiştim. bu biçimdea kadar hiç kalecilik konusu mevzubahis değildi. O gün bir kalenin önüne geçtim niçinse. ‘Ben bir gün bu kaleyi koruyacağım’ dedim.”
‘Karagümrük’te tek eksiğimiz stat’
Karagümrük’te olmaktan nitekim çok memnunum, gurur duyuyorum ve eğleniyorum. Niçin eğleniyorum? Zira epeyce hoş bir ortamımız var. Hem futbolcular hem teknik grubumuz hem liderimiz hem asbaşkanımız Serkan Hurma ile küçük ancak fazlaca büyük bir grubuz. Eksiğimiz var. Nedir? Bir stadımız olsa, Fatih’in ortasında olabiliyorsa, olamıyorsa yakın etraflarda bu bize epey büyük bir renk katacaktır. Liderimiz bu hususla alakalı görüşmelerde bulunuyor ancak İstanbul koşullarında doğal ki bir yere bu stadı yapmak hayli sıkıntı. Alışılmış ki gerekli yerlere gerekli müdahaleleri ya da konuşmaları yapıyoruz. Ligin bitmesine daha epeyce vakit var, matematiksel olarak amacımız de var. İnşallah Avrupa’ya gidersek bizim için fazlaca büyük bir muvaffakiyet olur. Fakat gidemezsek de ligi üst sıralarda bitirmeye çalışacağız.”
‘Emre Mor üzere 3-4 oyuncu gördüm’
Karagümrük’e birinci geldiğimde 4-5 şahısla toplantı yaptık. Bunlardan biri de Emre Mor’du. Kapasitesinin ne olduğunu söylemiş oldum. Emre’ye baktığımızda kimi vakit elini kaldırır, kızar, sitem eder ancak Emre’nin yaptığı sitemler ne sana ne bana ne teknik yöneticiye ne de taraftara. Emre’nin hengamesi kendiyle. Kendisiyle arbede etmemesini ona söylemeye çalıştım. Ben 20 sene Fenerbahçe ekibinde nazaranv aldım, topla bağı bu kadar uygun olan bir futbolcu 3-4 tanedir gördüğüm. Daha 24-25 yaşında. Uzun yıllar Ulusal Takım’a hizmet edebilir.”
‘Kalecilerimizi biz yarıştırmamalıyız’
“Altay, Uğurcan, İrfan Can, Ersin, Kayserispor’da Bilal var. Aslında baktığımız vakit bir sürü kaleci arkadaşım var. Şu an bu durumdan hayli keyifli olmamız gerekiyor. Bunların kendi ortasında müsabakaları gerekiyor fakat dışarıdan bizlerin onları yarıştırmaması gerekiyor. aslına bakarsan A Ulusal Kadro Teknik Takımı o anki kaidelerde kim yeterliyse onu alana koyar.”
‘Yediğime en hayli üzüldüğüm goller…’
Yediğim fazlaca makus goller var. Biri, İtalya’yla hazırlık maçı yapmıştık. daha sonradan girmiştim oyuna. bu biçimdelar da ‘Cordoba degajı’ vardı. Onu yapayım derken rakibe yolladım, rakip gol attı. Oburu. Galatasaray ile Sami Ye n’de Sabri’nin şişirdiği Edu ile birlikte çıkıp, çarpıştığımız için Nonda’nın attığı golü söyleyebilirim. Üçüncü de Schalke ile oynarken ayağımın altından topu kaçırınca fazlaca üzülmüştüm.”
‘Galatasaray’la Beşiktaş ’la görüştüm’
Daima söylüyorum Fenerbahçeliyim fakat alışılmış futbol ömrümde, profesyonellikte öteki kulüpler de olabiliyor. Fenerbahçe’ye gitmedilk evvel Beşiktaş ile görüştüm, Galatasaray ile de görüştüm Mehmet Cansun’la… Fakat döndüm dolaştım kalbimin istediği, hissettiğim yere geldim.”
“18 yıl Fenerbahçe kalesi, daha sonra 2 sene antrenörlük tarafı… Sağ olsun Ersun Yanal hocam, daha sonrasında Erol Bulut hocam bana epey dayanak verdiler. Bu bahisle alakalı öğrenmem gereken şeyleri öğrettiler ve kendi fikrimle birlikte birleştirince hazır olduğumu hissettim. daha sonra bir yayıncı kuruluş orta periyodu vardı biliyorsunuz, yorumculuğa başladım. Yorumculuktan öte kendimi tabir ettiğimi düşünüyorum. daha sonrasında Süleyman Hurma liderimiz bu biçimde bir fırsat verince kıymetlendirmek istedim. Hazır olduğumu biliyordum, amacım de esasen vardı.”
‘Bilinçaltınıza yerleşiyor’
“Kaleciler oyunu daima arttan izliyor, geriden oyunu nazaranbiliyor. Ben de senelerca bunu yaptım. Bunun farkındaydım ya da farkında değildim bilemezsin. Ancak bir biçimde sizin bilinçaltınıza yerleşmiş, neyin nereden olacağını, hangi opsiyonun daha uygun çıkabileceği… Bunları tahminen önemsememiştim bu biçimdelar lakin artık geriye döndükçe, sinema şeridi üzere gözümün önünden geçirince kimi şeyleri daha rahat gorebiliyorum. 1-2 sene de Fenerbahçe’de saha kenarından bu müşahedesi yaptım.”
‘Kafama koyduğumu yaparım’
“Toplamda 20 sene hem kale gerisinden hem saha kenarından bu müşahedesi yaptığıma inandım. Sahiden kendime güvenen, başıma koyduğum şeyleri yapmak istedikten daha sonra yapabilen bir beşerim. Şu an teknik yöneticiliğin başındayım lakin istiyorum ve diliyorum ki Türk futboluna epey uygun katkılarda bulunacağım. Çok başarılı da olabilirim, hayli başarısız da olabilirim ancak ben bu yola baş koydum.”
‘Otobandaki sonucum dönüm noktasıydı’
“her insanın hayatında bir dönüm noktası vardır. Kartalspor’da oynarken beni çeşitli kulüplerden istiyorlardı. Menacerim Erdinç Şehit bir gün Gençlerbirliği’nin beni istediğini söylemiş oldu. bu biçimde Kartal’dan Fındıkzade’ye meskene mavi şapkalı bir minibüsle gidiyordum. Minibüsün ardında otururken telefonum çaldı. Telefonu açınca İlhan Cavcav -Allah rahmet eylesin- deyince heyecanlandım. Otomobilden indim. ‘Biz seni istiyoruz’ dedi. ‘Tamam liderim, siz nasıl uygun görürseniz’ dedim. Akşam da Erdinç abi aradı, ‘Yarın Fenerbahçe ile görüşmeye gideceğiz, saat 9’da gel’ dedi.
‘Gençlerbirliği’ne gitsem… ‘
Akşam 6’ya kadar görüşmeler oldu. Kartalspor’un yetkilileriyle görüşmeye giderken Erdinç abi yolda, Ataşehir’de bana, ‘Gençlerbirliği’nde forman asılı, gideceksin oynayacaksın. Ancak Fenerbahçe’de Rüştü abin var, onun gerisinde bekleyeceksin’ dedi. Orada benim dönüm noktam oldu. ‘Abi, ben Fenerbahçeliyim. Rüştü abi Türkiye’nin en yeterli kalecisi. Oraya gidelim. Hem ondan öğreneceklerim olur. Vakti gelince Fenerbahçe kalesini korurum’ dedim. Orada bir karar verdim, otobanın kenarında. Tahminen Gençlerbirliği’ne gitsem bu türlü bir ilerleme olmayacaktı.”
‘Bir gün bu kaleyi koruyacağım’
“Fenerbahçeli bir ailede büyüyen, Fenerbahçe’yi benimseyen biriyim. Fenerbahçe’deki efsane isimlerin olduğu vakit içinderda Fenerbahçe’yi benimsedim. Birinci maçımı amcamla birlikte izledim. Büyüdükçe kendi başıma gitmeye başladım. Bir Kayseri maçında epeyce yağıştan dolayı kapıların kapandığı için saha ortasından çıkabilmiştim. bu biçimdea kadar hiç kalecilik konusu mevzubahis değildi. O gün bir kalenin önüne geçtim niçinse. ‘Ben bir gün bu kaleyi koruyacağım’ dedim.”
‘Karagümrük’te tek eksiğimiz stat’
Karagümrük’te olmaktan nitekim çok memnunum, gurur duyuyorum ve eğleniyorum. Niçin eğleniyorum? Zira epeyce hoş bir ortamımız var. Hem futbolcular hem teknik grubumuz hem liderimiz hem asbaşkanımız Serkan Hurma ile küçük ancak fazlaca büyük bir grubuz. Eksiğimiz var. Nedir? Bir stadımız olsa, Fatih’in ortasında olabiliyorsa, olamıyorsa yakın etraflarda bu bize epey büyük bir renk katacaktır. Liderimiz bu hususla alakalı görüşmelerde bulunuyor ancak İstanbul koşullarında doğal ki bir yere bu stadı yapmak hayli sıkıntı. Alışılmış ki gerekli yerlere gerekli müdahaleleri ya da konuşmaları yapıyoruz. Ligin bitmesine daha epeyce vakit var, matematiksel olarak amacımız de var. İnşallah Avrupa’ya gidersek bizim için fazlaca büyük bir muvaffakiyet olur. Fakat gidemezsek de ligi üst sıralarda bitirmeye çalışacağız.”
‘Emre Mor üzere 3-4 oyuncu gördüm’
Karagümrük’e birinci geldiğimde 4-5 şahısla toplantı yaptık. Bunlardan biri de Emre Mor’du. Kapasitesinin ne olduğunu söylemiş oldum. Emre’ye baktığımızda kimi vakit elini kaldırır, kızar, sitem eder ancak Emre’nin yaptığı sitemler ne sana ne bana ne teknik yöneticiye ne de taraftara. Emre’nin hengamesi kendiyle. Kendisiyle arbede etmemesini ona söylemeye çalıştım. Ben 20 sene Fenerbahçe ekibinde nazaranv aldım, topla bağı bu kadar uygun olan bir futbolcu 3-4 tanedir gördüğüm. Daha 24-25 yaşında. Uzun yıllar Ulusal Takım’a hizmet edebilir.”
‘Kalecilerimizi biz yarıştırmamalıyız’
“Altay, Uğurcan, İrfan Can, Ersin, Kayserispor’da Bilal var. Aslında baktığımız vakit bir sürü kaleci arkadaşım var. Şu an bu durumdan hayli keyifli olmamız gerekiyor. Bunların kendi ortasında müsabakaları gerekiyor fakat dışarıdan bizlerin onları yarıştırmaması gerekiyor. aslına bakarsan A Ulusal Kadro Teknik Takımı o anki kaidelerde kim yeterliyse onu alana koyar.”
‘Yediğime en hayli üzüldüğüm goller…’
Yediğim fazlaca makus goller var. Biri, İtalya’yla hazırlık maçı yapmıştık. daha sonradan girmiştim oyuna. bu biçimdelar da ‘Cordoba degajı’ vardı. Onu yapayım derken rakibe yolladım, rakip gol attı. Oburu. Galatasaray ile Sami Ye n’de Sabri’nin şişirdiği Edu ile birlikte çıkıp, çarpıştığımız için Nonda’nın attığı golü söyleyebilirim. Üçüncü de Schalke ile oynarken ayağımın altından topu kaçırınca fazlaca üzülmüştüm.”
‘Galatasaray’la Beşiktaş ’la görüştüm’
Daima söylüyorum Fenerbahçeliyim fakat alışılmış futbol ömrümde, profesyonellikte öteki kulüpler de olabiliyor. Fenerbahçe’ye gitmedilk evvel Beşiktaş ile görüştüm, Galatasaray ile de görüştüm Mehmet Cansun’la… Fakat döndüm dolaştım kalbimin istediği, hissettiğim yere geldim.”